top of page

Afrodisias Antik Kenti

  • Yazarın fotoğrafı: Ümit AYDIN
    Ümit AYDIN
  • 2 Kas
  • 2 dakikada okunur

Aşkın ve Mermerin Başkenti: Afrodisias Antik Kenti Gezi Rehberi

ree

Merhaba gezi severler!


Aydın'ın Karacasu ilçesinde, verimli bir ovaya kurulmuş, adını Güzellik ve Aşk Tanrıçası Afrodit'ten alan bir kent düşünün... Burası, sadece bir harabe değil, aynı zamanda mermerin sanata dönüştüğü, Roma imparatorlarının bile "tüm Asya'dan kendime bu kenti seçtim" diyerek ayrıcalık tanıdığı büyülü bir yer: Afrodisias.


Bu kent, o kadar iyi korunmuş ki, sokaklarında yürürken 2000 yıl öncesinin zenginliğini, estetiğini ve gündelik yaşamını hissetmemek imkansız. Biz de programımızda bu eşsiz kentin izini sürdük. Gezimizde vaktimiz kısıtlı olsa da, gördüklerimizin üzerine eksik kalan kısımları da ekleyerek sizler için eksiksiz bir rehber hazırladık.


Neden Bu Kadar Özel? (Roma ve Mermer)


Afrodisias'ın sırrı, iki büyük güçte saklı:

  1. Roma'nın Gözdesi Olmak: Kent, Roma İmparatoru Augustus tarafından kişisel korumaya alınmış ve vergiden muaf tutulmuştur. Bu siyasi destek, kentin hızla zenginleşmesini ve muazzam yapılarla donatılmasını sağlamıştır.

  2. Mermer Ocağı: Kentin hemen yanı başında, Babadağ'ın eteklerinde yer alan zengin mermer yatakları, Afrodisias'ı bir heykelcilik okuluna dönüştürmüştür. Burada yetişen ustaların yaptığı heykeller, Roma İmparatorluğu'nun dört bir yanına ihraç edilmiştir. Bugün gördüğünüz her yapıda bu ustalığın izi var.


Kentin İkonik Yapıları (Gördüklerimiz ve Görmeniz Gerekenler)


Afrodisias bir bütündür, ancak bazı yapıları var ki nefesinizi kesecek.


Tetrapylon (Anıtsal Kapı):

Kentin "hoş geldiniz" kapısı burası. Dört sütunlu bu anıtsal kapı, kentin ana caddelerinden birini keser ve sizi Afrodit Tapınağı'na giden kutsal yola yönlendirir. İnce işçiliği, kabartmaları ve görkemiyle, kentin zenginliğinin ilk sinyalini burada alırsınız.


Sebasteion (İmparatorlar Salonu):

Programımızda detaylıca incelediğimiz bu yapı, belki de kentin en özgün yeri. Burası, Afrodit'e ve Roma imparatorlarına (Sebastos = Augustus) adanmış bir kült tapınağı kompleksidir. Üç katlı yapının duvarları, imparatorların (Claudius'un Britanya'yı fethi gibi) askeri zaferlerini, tanrıları ve mitolojik kahramanları anlatan yüzlerce kabartmayla doluydu. (Bu kabartmaların orijinalleri müzededir).


Afrodit Tapınağı (ve Dönüşen Kilise):

Kentin kalbi. Kutsal alanın merkezindeki bu tapınak, kentin varoluş sebebidir. Ancak hikayesi, Hristiyanlığın yayılmasıyla kökten değişir. 5. yüzyılda, pagan tapınağı yıkılmak yerine, sütunları dışarı taşınarak ve duvarlar örülerek devasa bir Hristiyan bazilikasına dönüştürülmüştür. Bir tapınağın, kendi malzemesiyle bir kiliseye nasıl "evrildiğini" görmek inanılmaz bir tarih dersidir.


Tiyatro:

Antik kentin en iyi korunmuş yapılarından biri olan tiyatro, 7.000 kişilik kapasitesiyle hem sanatsal gösterilere hem de halk toplantılarına ev sahipliği yapıyordu.


Biz Gezemedik, Siz Mutlaka Görün! (Kentin Devleri)


Gezimizde vaktimizin yetmediği ancak Afrodisias'ı Afrodisias yapan iki devasa yapı daha var:


Stadyum:

Burası kelimenin tam anlamıyla bir şaheser. 30.000 kişilik kapasitesiyle, antik dünyada bugüne kadar en iyi korunmuş stadyumdur. Sadece Ege'nin değil, tüm Akdeniz coğrafyasının en büyüğüdür. U şeklindeki yapısı, atletizm yarışmaları (olimpiyatlar) için tasarlanmış, Roma döneminde ise gladyatör dövüşleri için de kullanılmıştır. Devasa boyutları karşısında etkilenmemek mümkün değil.


Hadrian Hamamları:

Romalılar için hamamlar sadece temizlik değil, aynı zamanda sosyalleşme alanıydı. İmparator Hadrian'a adanan bu devasa kompleks, sıcak-soğuk su havuzları, dinlenme salonları ve heykellerle süslü avlularıyla kentin sosyal merkeziydi.


Hazine Odası: Afrodisias Müzesi


Afrodisias gezinizi, ören yerinin içindeki müzeyi görmeden bitirmeyin. Kentin bir "heykel okulu" olduğunu söylemiştik; işte o okulun tüm şaheserleri bu müzededir.


Kentte gördüğünüz kabartmaların (özellikle Sebasteion'daki imparator kabartmaları) ve heykellerin orijinalleri buradadır. Zoilos Frizi, Melpomene heykeli ve elbette kült Afrodit heykeli gibi paha biçilmez eserler, o mermer ustalarının binlerce yıl önce ulaştığı sanat seviyesini gözler önüne serer.


UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan Afrodisias, sadece bir "antik kent" değil, mermere can veren sanatçıların ve onlara tapan imparatorların ölümsüz şehridir.

 
 
 

Yorumlar


Explore with Hope On Hope Off

bottom of page